Pelin Veteriner Kliniği

Bahçede baktığım kedi için buraya gelmiştim. Çok yardımcı oldu ve kedimi iyileştirdim sayesinde. Çok teşekkür ediyorum.

25 yıldır kedi sahibi biri olarak tanıştığım tüm veterinerler arasında en kabası, en nezaketten nasibini almamışı, en ziyaretçisine nasıl davranması gerektiğini bilmeyeni. Bu bölgede kedi tıraşı yapan başka yer olmadığı için kendisine uğradım. Aynen şöyle bir konuşma geçti aramızda: - Merhaba ben daha önce de gelmiştim. Randevu almamiz gerektiğini biliyorum ama yine de sormak istedim. Bugün kedi tıraşı için gelebilir miyiz? - Bilmiyorum Sessizlik - Bilmiyorum derken? - Yaaani saat iki. Işlem bir buçuk saat sürüyor. Benim bi sürü hastam var. Cumartesi günleri zaten tiras yapmıyorum. - Ok anladim ben. Sanki bedavaya tıraş istedim ya da ısrar ettim. Hadi onu gectim bir gülümse bari bi Merhaba buyrun de. Surat beş karış. Zaten ne zaman açıp kapadigi belli değil. Iki adim ötede misler gibi kapılarda karşılayan güler yüzlü baska bi veteriner arkadaş var ona gidin derim.

Veterinerden çok öte benim için sıcak, samimi, özverili.🥰

Gerçekten iyi bir veteriner ve guzel bir insan..çok memnunum...

Pelin Hanım’la olumlu başlayan diyaloğumuz, 2015 yılında yaşadığımız ve etkilerinden hâlâ muzdarip olduğumuz, vahim bir talihsizlik dolayısıyla noktalandı. Evimizdeki pire istilasına yönelik ilaçlama dolayısıyla 11 yaşındaki dişi kedimizi, kliniğinde bir gece konaklaması için Pelin Hanım’a emanet etmiştik. Ertesi gün teslim almaya geldiğimizde, kedimizin konakladığı kafesin hemen altındaki kafeste, muhtelif hastalıklardan dolayı feci vaziyette olan bir yavru kedi bulunduğunu gördük. Pelin Hanım’ın sokak hayvanlarına yönelik hassasiyetini paylaştığımız için bu durumu anlayışla karşılamaya çalışsak da, kedimizin bir hastalık kapmış olabileceği düşüncesi bizi tedirgin etmişti. Nitekim korktuğumuz başımıza geldi ve birkaç gün içinde, önce kanlı ishal, akabinde de şiddetli bir üst solunum yolları enfeksiyonu başladı. Kendisi de aslen bir sokak kedisi olan ve eve alındığında aşıları yapılmış olan kedimiz, bu hastalıkları birkaç hafta içinde atlatmayı başardı. Ancak bundan yaklaşık üç sene kadar sonra, geniz akıntısı, öksürük, aksırık ve benzeri semptomlarla seyreden bir rinosinüzit tablosuyla karşılaştık. Hastalık antibiyotik tedavisine yanıt verdi; fakat bir süre sonra tekrar etti ve bu hastalık-tedavi-iyileşme döngüsü bir rutin hâline geldi. Vaktiyle geçirilmiş şiddetli akut enfeksiyonların sinüslerde yarattığı kalıcı doku hasarı nedeniyle, böyle bir kronik tablonun ortaya çıkabileceğini öğrendik. İki senedir tekrar eden ataklarda, farklı kombinasyonlarla denediğimiz antibiyotik tedavilerine, olumlu fakat geçici yanıtlar alıyoruz ve hastalığın nasıl seyredeceği belli olmuyor. Ayrıca antibiyotiğe bağlı olarak ciltte gelişen ve diğer kedilerimize de bulaşan mantar enfeksiyonları ile de mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi veya yaşa bağlı olarak ilaç toleransının azalması durumunda nasıl bir tabloyla karşılaşacağımızı ise düşünmemeye çalışıyoruz. Kısacası, iyi niyetle yola çıkılarak yapılmış ciddi bir hata, çok kötü bir tabloyla sonuçlandı. Hasta olan dostlarımıza yardımcı olmaya çalışırken, başkalarını da onların trajedisine ortak etmemek için gereken hijyen ve izolasyon tedbirlerini almanın ne kadar önemli olduğu, bu üzücü tecrübeyle sabitlenmiş oldu. Pelin Hanım’ın bundan sonra daha dikkatli olmasını umarız.